Yaralanmalı iş kazası tazminat süreci maddi ve manevi tazminat davaları ile yürütülmektedir. Tazminat ödenmesi istemi iş kazası olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Iş kazası tazminatı genel anlamda; bir işverenin, iş yerinde çalışan işçiye/yakınına iş nedeniyle yaralanma/ölüm ile sonuçlanan kaza geçirmesi sonucunda ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Asıl iş veren ve alt işverenler sorumludur. Alt işverenler taşeron olarak da bilinmektedir. Çalışanların iş yerinde bulundukları esnada uğradıkları fiziki ya da psikolojik zararların tümü iş kazası kategorisine girmektedir. İşçinin yaralanma ya da vefat şekli önemli olmamakta, her şekilde durum iş kazası olarak kayıt olmaktadır. İş kazaları durumunda tazminat davası açma hakkı ortaya çıkmaktadır. Iş sağlığı ve diğer yasalara göre tazminat davası açmak her işçinin hakkıdır.
Yaralanmalı İş Kazasında Dava Açma Süresi
Personelin işveren tarafından görevlendirilerek iş yeri dışında bir yere gönderilmesi halinde de tazminat davası söz konusu olmaktadır. Asıl işini yapmadığı bu süreçte işveren tarafından gönderildiği yerde maruz kalınan fiiller de iş kazası sayılmaktadır. Aynı zamanda iş nedeniyle yürütülen bireysel çalışmalar da iş kazası kapsamına girmektedir. Emzirme döneminde olan kadın çalışanların bebeğe süt verme amacıyla ayrılan süre içerisinde maruz kaldığı kazalar da iş kazası sayılmaktadır. Emzirme anında ya da bu süreçte çalışanın başına bir şey gelmesi halinde iş kazası tazminat davası açılabilmektedir. İşe gidiş geliş sırasında iş yerine ait taşıtta meydana gelen kazalar da iş kazası tazminatı kapsamındadır. Trafik iş kazası olarak geçmektedir.
Yaralanmalı iş kazası tazminat sürecinde dava açma süresine uyulması önemlidir. Iş kazası sonrasında yaralanmaya maruz kalan çalışanın bir dava açma süresi bulunmaktadır. Bu zamanaşımı süresi olarak da adlandırılmaktadır. İş kazası olan tarih itibariyle 10 sene içerisinde zamanaşımı olmamaktadır. Yaralanma vakalarında maluliyet oranının kesin olarak tespiti oldukça önemlidir. Bu oranın yanlış tespiti ya da tespit edilememesi halinde zaman aşımı süresi oldukça önemlidir. Eğer yaralanma nedeniyle ortaya çıkan maluliyet zamanla gelişen bir durum ile artarsa maluliyetin kesin tespitinin son tarihi itibariyle işlemeye başlamaktadır.
